29 Nisan 2014 Salı

Meditasyon ve maymun zihne hakimiyet

Bir kaç dakikalığına bile kendinizi tek bir konuyu düşünmeye odaklayın. Göreceksiniz o süre sonunda düşündüğünüz konudan uzaklaşmış, başka şey düşünüyor olursunuz. Zihniniz ilk fikirden bir yan fikre atlar, o da bir yan fikre atlar… Ve bu böyle sürüp gider.

Sanki zihninizde bir maymun vardır. Her ağacın farklı muzlarının cazibesine kapılıp elindeki muzun daha tadını bile almadan elinden bırakan ve yan ağaca atlayan muzip bir maymun. Bu maymunun adı düşüncelerdir. Zihin ise orman.İşte bu yüzden maymun zihin kavramını kullanıyoruz.

Aynı durum insan konuşurken de geçerli. İnsan zihni konuştuğundan 4 kat daha hızlı düşünüyor ve düşünce konuşma becerimizden önde gidiyor. Bir de dilin imkanlarının düşünce tohumlarının her detayını anlatmadaki kısıtlarını da eklersek, iş daha da zorlaşıyor.

İnsan zihni sessiz değildir. Dalgasız bir okyanus gibi değildir. İnsan zihni, duyguların rüzgarları karşısında bazen az dalgalı ve mutedil, bazen kabaran dalgalarıyla haşmetli bir okyanus gibidir. Zihin eşsiz bir derinliğe ve hazinelere sahiptir; ama çok az kişi böyle derin ve değişken ve de çalkantılı bir okyanusta yüzmeye cesaret eder. Çok azı bunu dener. Çok daha azı bunu başarır. Çok çok daha azı da bunu dönüp başkalarına öğretir. Çok çok çok daha azı ise öğrettikleriyle başkalarına aynı yolu yürümeleri için ilham verir. Ve çok azı yola yeni çıkanlara yol gösterir.

Peki; böyle bir değişken zihin susturulabilir mi? Bu maymun zihin sizi maymun etmeden kontrol altına alınabilir mi?

Zihni susturmak iddialı bir konu. Zira evren dualite (eril ve dişil güçlerin medceziri) üstüne kurulu ve zihin de kıyaslamalarla çalışıyor. Sıcağı soğuk olmadan anlamak mümkün değil. İyiyi de kötü olmadan. Karanlık bile ışığın var olmaması durumu.

Önemli olan bana göre dualist bir evrende yaşarken teklik bilinciyle düşünebilmek. Çünkü seni çevreleyen unsurlardan ve realiteden kaçamazsın, kaçmamalısın da. Kaçmamalısın çünkü bunu yaşamayı sen seçtin. Öğrenmek ve tekamül etmek için seçtin.

Yapacağın tek şey onu algılamanı değiştirmek. Bu ne demek peki? Her birimiz doğum ve özellikle doğum sonrası 0-7 yaş döneminde geliştirdiğimiz algı filtrelerimizle hayata tepki veriyoruz. Her insan biricik, eşsiz ve farklı. Bu yüzden ikizler bile aynı durumda, koşulda farklı tepkiler veriyorlar. Olayları, koşulları, insanları olduğu gibi kabul ve yargısızlık hali ise algı filtrelerini değiştirmek demek; yani gelen etkiyi algılama şeklimizi değiştirmek.

Zihnin sessizliği konsantrasyonun üst basamaklarından birisi. Zen Budizm’inde de özel bir süreç olan hiç düşünce hali yani. Bu hali tanımlamak için Ernest Wood, konsantrasyon, meditasyon, tefekkür olarak 3 aşamadan bahseder. Yoga’nın kurucusu atfedilen Patanjali ise Yoga Sutraları adlı eserinde Dharana, Dhayana ve Samadhi olarak üçlü aşamadan bahseder.

Meditasyon ile maymun zihni susturmak ve sezgi kanalıyla ilhamlara açık olmak farklı şey; hayatın her anını yaşarken maymun zihne hakim olmak başka şey. Bence  maymun zihne hakimiyetin ilk basamağı ise zıtlıkların var olduğu bir yaşamda teklik bilinci ile yaşamaktır. Bu, duyuların algıladığı şeyleri zihninin yargı ve algı filtrelerinden geçirmemesi demek. Çünkü dualist süreç ile çalışan zihin, girdileri anlamak, sınıflamak ve yorumlamak için zaman ayırır. Hatta o kadara çaba sarf eder ki zihniniz bir düşünce çöplüğüne bile dönüşebilir. Sessiz zihinde ise olduğu gibi kabul var ve sadece o an var, akış var. Bu bir tanık zihniyeti hali.

Şimdi bunu sağlamak için bizlerin dıştan ve içten gelen bozucu etkileri bertaraf etmemiz lazım. Yine "etkilenmeme sanatı”ndan bahsediyoruz işte.Dıştan gelen etkilere müdahale etmek zor. Dağa mı kaçacaksın? Kaçsan ne zayar, normal insana şehirde nirvana lazım. O yüzden yine algı filtrelerini temizleyeceksin. Yoga'da 5nci aşama (Prathayara) olan duyu kontrolünü yapacaksın. Bu da yine algı filtreleri ile alakalı. Yani senden bir başka sen yaratmalısın ki, sana gelen etkilerin ortaya çıkardığı tepkilerin temeli olan paradigmaların değişsin. Etkilenmeme sanatı fizik ve duygu boyutuna sahip. Yani "önce değiştirebildiğin şartları değiştir, değiştiremediklerini ise kabul edip kendini uyumla". Bunu yapınca sessiz zihin haline geçmeni engelleyen unsurlar ortadan kalkar. Ama bu maalesef kısa bir süreç değil. Ciddi çaba, azim, disiplin, sabır, sebat, iman ve kısmet lazım. Kısmet ile hak ediş ile alakalı.

Sevgiler,
Kenan